7 Ocak’ta Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’ medikal estetik işlemlerinin uygulayıcılarıyla ilgili önemli bir tartışma zemini yarattı. Daha önce “yalnızca plastik, rekonstrüktif ve estetik cerrahi uzmanları, dermatoloji uzmanları ve Bakanlıkça onaylı medikal estetik sertifikası bulunan hekimler tarafından” yapılabileceği belirtilen estetik işlemler, artık "eğitim müfredatları ve sertifika ile edinilmiş yetkinlikleri kapsamında diğer hekimler tarafından” da yapılabilir hale geldi. Söz konusu yönetmelikten estetik branş isimleri ve “bakanlık onaylı” ifadesinin kaldırılması medikal estetikte mesleki sınırları belirsizleştirecek gibi görünüyor.
Sanırım bu değişiklikle amaçlanan yetkisiz kişilerce merdiven altı diye tabir edilen yerlerde yapılan medikal estetik uygulamalarının önüne geçmek ve/veya kamuda ilgili branşlarda yaşanan hekim istihdamı sorunlarını aşmak. Ama niyetten bağımsız, nihayet iyi mi olur tartışmalı…
Her şeyden önce akıllara ilk gelen soru: Ne gerek vardı?
Şu an gerçekten ihtiyacımız olan revizyon bu muydu? Ortada bir “estetik savaşı” var ve bu olağanüstü durumda savaş mağdurlarına el uzatabilmek için her hekime işlem yetkisi vermek mi geldi aklımıza?
Bir tıp fakültesi mezununun medikal estetik işlemlerini uygulamayla ilgili “beceri yoksunluğu” yaşayacağını elbette kimse düşünmüyor. Ama hekim olmayanlara bile işlem yaptıran bir halkın karşısına çözüm olarak denetim mekanizmasını getirmek varken, tüm hekimleri oyuna sokmak mı öncelik olmalıydı?
Merdiven altı denetimi için ne planlıyoruz? Çünkü asıl kararlılığı orada göstermeyeceksek estetik işlem uygulayıcı sayısını artırmanın pek bir anlamı olmayacak.
Ayrıca, eğer amaç kamudaki randevu sıkıntılarına bir çözüm getirmekse muhtemelen tam tersi olur. Madem her branş medikal estetikle iş yaşamını devam ettirebilecek, neden kamuda –örneğin- çocuk baksın ki?
Ve yönetmelikte “eğitim müfredatları ve sertifika ile edinilmiş yetkinlikleri kapsamında” ifadesini içeren sertifikaları kim verecek? Onları kim denetleyecek?
Umarım benim bu karamsar yaklaşımım yersizdir. Şu an bu değişime gerek olmadığı düşüncemde hatalı çıkmayı diliyorum.
Comments