top of page

Tıpta Yan Dal Mı? Yapmasaydın Kardeşim!

  • Yazarın fotoğrafı: Z A
    Z A
  • 10 Ara 2023
  • 5 dakikada okunur

Türkiye’de tıp doktorluğu mesleğinin icrasına dair temel hukuki düzenleme 1219 sayılı “Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun”dur. Tıp Fakültesi mezunu pratisyen hekimlerin belli bir branşta “uzman” olmasını (Dahiliye Uzmanı, Çocuk Hastalıkları Uzmanı, Dermatoloji Uzmanı…) sağlayan ise Tıpta Uzmanlık Eğitimi’dir. Tıpta ve Diş Hekimliğinde Uzmanlık Eğitimi Yönetmeliği’nce sınırları belirlenmiş olan uzman hekimlik için kısaca TUS dediğimiz Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı ÖSYM tarafından, yarışma esasına dayanan mesleki bilgi sınavı şeklinde yılda en az iki defa uygulanır.

Uzmanlık eğitiminin tamamlanması için;

 

a) Ana dal uzmanlık öğrencileri için tezin kabul edilmiş olması,

b) Uzmanlık dalı ile ilgili uzmanlık eğitimi süresinin ve rotasyonların tamamlanmış bulunması,

c) Uzmanlık eğitimi karnesinin çekirdek müfredatı belirleyen kısmının ilgili eğitim sorumlusu tarafından onaylanmış bulunması,

ç) Uzmanlık eğitimini bitirme sınavında başarılı olunması şarttır.

 

Tıpta uzmanlık toplam 43 ana daldan ibarettir ve bu ana dal programları en az 3, en fazla 5 yıl olmak üzere eğitim süresine tabidir. Programı bitirip uzmanlık eğitimini tamamlayan hekimler, seçtiği ana dal ne ise o unvanla uzman hekimlik sürecine başlar. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Kardiyoloji Uzmanı, Genel Cerrahi Uzmanı, Acil Tıp Uzmanı gibi…

Bir de bu ana dallara bağlı, daha spesifik eğitimi içeren, uzman hekimi o ilgili alanda daha ileri seviye bilgi sahibi kılan yan dal uzmanlıkları var. Örneğin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bir ana dal iken, Çocuk İmmünolojisi ve Alerji Hastalıkları bu ana dala bağlı bir yan dal olup, 3 yıl daha eğitim gerektirir. Ana dal eğitimini tamamlamış bir Genel Cerrahi Uzmanı, Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı veya Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olabilirsiniz; ama “El Cerrahisi” için 2 yıl daha yan dal yapmanız gerekir. Ya da İç Hastalıkları (Dahiliye) bir ana dal iken, Nefroloji, Romatoloji, Endokrinoloji, Hematoloji….birer yan daldır.

Tıp eğitim sistemi ve hukukunca belirlenmiş ana dal programlarının 43 adet olduğunu söylemiştik, yan dal programları ise 45…


Peki Neden Yan Dal?

Çünkü ana dal yetmiyor. Çünkü hastalık ve sağlık giderek karmaşıklaşıyor, hastalıklar spesifikleşiyor. Gelişen tıp bilimi, değişen tıp teknolojisi, sosyolojik, ekonomik, psikolojik dinamikler, küresel tehditler, modern hatta post-modern çağ sorunsalları… İhtiyaçlar değişiyor, sağlıkta dengeler başkalaşıyor. Daha fazla daha fazla bilgiye ihtiyacımız var, daha özelleştirilmiş, daha derine inilmiş bilgilere… Dolayısıyla yan dal kıymetlidir, ekstra emek, zaman, çaba ve değerdir…


Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın da ifade ettiği üzere MHRS randevu problemini en çok yan dallarda yaşıyoruz. İhtiyaç ve talep fazla, yan dal uzmanı ise az… Tıp insanlarını yan dala teşvik eden uygulamalar olması gerektiği aşikâr. Ama sistem bunun tam tersi yönünde işliyor. Türkiye’de yan dal uzmanı olmak rasyonel bir tercih değil. İnsanlar giderek uzaklaşıyor bu seçimden. Nitekim son yapılan tıpta yan dal uzmanlık sınavının yerleştirme sonuçları ülkemizin sağlık geleceği adına oldukça kaygı verici: çocuklarda böbrek hastalıklarını tedavi eden pediatrik nefrolojinin 35 kişilik kadrosunun 28’i, kanser tedavisi yapan hematoloji ve onkoloji bölümünün 70 kişilik kadrosunun 65’i boş kaldı!


Hekimler Neden Yan Dal Yapmak İstemiyor?


Düşünsenize ulusal ÖSYM sonucunuzla ülkenin en parlak eğitimine sahip yüzdeliğindesiniz, Tıp Fakültesi yazıyorsunuz, 6 yıl boyunca yoğun bir eğitim programından geçip tıp doktoru unvanını kazanıyorsunuz. Ama bir dakika!  Öyle hemen istediğinizi yapamazsınız. Çünkü sizin mesleğiniz ulusal (hatta olağanüstü durumlarda evrensel) bir zorunluluk. Devletinizin size ihtiyacı büyük ve diyor ki “En az şu kadar süre nerede çalışacağına ben karar vereceğim.”  Yani 300 – 600 gün aralıklarında mecburi hizmet…Yoksa o diplomayı kullanamazsın.

Bunu yaparken uzman olmak istiyor ve bir yandan çalışıp bir yandan TUS’a hazırlanıyorsunuz. Her şey yolunda gitti ve seçtiğiniz ana dalda bir 5 yıl daha (En az 3, en fazla 5 yıl) okudunuz… Yani asistan hekimlik yaptınız. Nöbetler, düşük ücretler, insan ömrü için hakikaten hırpalayıcı bir 5 yıl daha… Ve nihayet tüm şartlar yerine geldi, örneğin artık bir Genel Cerrahsınız. Ama bir dakika! Öyle hemen istediğinizi yapamazsınız. Çünkü sizin mesleğiniz ulusal….. Tamam tamam yazmıyorum yine, anladınız işte. Hoş geldin yeniden mecburi hizmet… O sırada evlenmişsiniz çoluk çocuk olmuş belki; ama yapacak bir şey yok! Dedik ya “mecburi”…

Genel Cerrahi asistanlığınız boyunca demişsiniz ki artan gastroenterolojik hastalıkların cerrahi tedavisinde özel olarak uzmanlaşmak isterim. Bir idealiniz var. Gastro cerrahisiayrı bir deneyim gerektiriyor, bu alana yoğunlaşmak istiyorum diyorsunuz. “Bu hem hastalar için önemli bir ihtiyaç, hem benim akademik kariyerimde bir fark, araştırma geliştirme yapmam için bir fırsat…” Bu sefer bir Genel Cerrah olarak sizi YDUS bekliyor. Yan Dal Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı. Atlattınız, yan dal eğitiminize başladınız. En az 2 yılınız da bu özel alana çalışmakla geçti ve artık bir Gastroenteroloji Cerrahisi Uzmanısınız.   Ama bir dakika! Öyle hemen istediğinizi yapamazsınız. Çünkü sizin mesleğiniz ulusal……………..


-        Haydaa! Yine mi mecburi hizmet?!

-        Evet, yine!

“E ama ben bir hekim olarak, sonra uzman hekim olarak zaten devletime olan yükümlülüklerimi tamamladım, yahu ben daha önce iki kere mecburi hizmet yaptıım?”

Olsun, sıra üçüncüde!


Aslında hekimleri devlet değil aileleri okutuyor, neden mecburi hizmet yapmalı devlete? Bu ayrı bir tartışma konusu. Şimdi konumuz yan dalsa oradan soruyorum: Hangi idealist 3. kez mecburi hizmete razı gelsin? İnsanda idealistlik de kalmaz ki! Sadece eğitim ve “zorunlu” çalışma olabilir mi bir insanın ömrü? Aile, anne-babalık, sosyal hayat, çevre… Bunlar hekimler için de var olan gerçeklikler… Yan dal yapmış, yaş kaç olmuş, adresi hala belli olmasın mı?


Sağlıkta Şiddet

Bu konuda defalarca yazdım. Ülkemizde artık “hekime saldırı” bir fantezi haline geldi. Utanç verici şiddet tablosu tıbbın bazı branşları için daha fazla risk teşkil ediyor. Tıbbi Biyokimya gibi hastayla mesafeyi görece daha korunaklı hale getirebileceği bir branş neyine yetmesin hekimin? Neden çocuk yoğun bakımda hasta yakınlarının şiddetinden korunmaya çalışsın? Bilim için okudukları yetmedi bir de sportif başarılar mı edinmeye çalışsın bu yaştan sonra? Judo falan...

Yani “beyaz kod” sıklığı da hekimlerin hevesini kaçırmada önemli etkenlerden biri.

Hekimler zaten yorgun… Yoğun eğitim ve sorumluluklar, yoğun çalışma saatleri ve nöbetler, malpraktis davaları, hukuki güvencesizlik… Medyasıyla, toplumuyla sahip çıkılan değil hatası aranan grup…


Ekonomik Köstek

Daha fazla emek harcayıp daha az olanı seçeni, daha büyük sorumluluğu sahipleneni ödüllendirmek gerekir değil mi? Harcanan yıllar, girilen sınavlar, tutulan nöbetler, gidilen mecburiler…Madem her şey “daha fazla”, kazanç da daha fazla olabilmeli. Ama öyle değil. Ekstra bir maddi desteği yok devletin yan dalcılara. Hatta neredeyse ceza gibi bir kadro durumu var. Özel hastanelerde görev yapmak istese yapamıyor çünkü kadrosu yok. Ana dalımdan gireyim özele dese “olmaz”. Devletin verdiği maaşla yetinmek zorunda.

Üniversite kadrosunda yan dal uzmanlık eğitimi alırken, Sağlık Bakanlığı kadrosundaki meslektaşlarına göre temel aylık tutarı dışında tüm ödemelerde aleyhlerine fark oluştuğunu, yaptıkları başvurularda ödemeler arasındaki farkın “uzman hekim kadrosu bulunmaması nedeniyle asistan kadrosuna atama yapılmasından kaynaklandığı” yönünde kendilerine bilgi verildiğini belirten hekimler olmuştu.

Emekli bir perinatoloji uzmanı, artık özelde ana dalında çalışmak istese mesela? Çalışamıyor… “Aldın bir kere yan dalı, ana dala dönemezsin!”


Neyse ki Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2024 yılı bütçesine ilişkin yapılan görüşmelerde yan dal sorunlarının çözümü için çalışıldığının mesajını verdi. Bakanın açıklaması şöyle: "Yan dalla ilgili bizim cazip şartlar oluşturmamız gerekiyor. Bunun için Meclis kapanmadan önce mecburi hizmette bir düzenleme yapıldı. Bir başka mali yönden düzenleme de kesinleşti. Mali açıdan da yan dal uzmanlarını ve asistanlarını ana dal uzmanlardan farklılaştırıyoruz. Dolayısıyla önümüzdeki dönem bu sorunun bittiğini göreceğiz."


Bakanın meclis kapanmadan önce mecburi hizmette bir düzenleme yapmıştık dediği konu şu: Yan dalcıların mecburi hizmet süresi yarıya düşürüldü. Ama yetmez. Mecburinin hiç olmamasıdır yan daldan hekimleri soğutmayacak uygulama.

Yan dal uzmanı olan birkaç hekim dostumla görüştüm son günlerde. Özellikle bu konuda yazmak ve onların görüşleri hakkında güncel yaklaşımlarını duymak istediğimi söyledim. Yan dalcının mecburileri, gelir adaletsizliği, kadrosuzluğu / mesleğini istediği yerde icra edememesi, kendini güvende hissetmemesi, bilimsel gelişimine zaman ayıramaması -ki zaten bunun değer de görmemesi- mevcut yan dalcılar için hayal kırıklığı olmuş… Gelecekte yan dal yapmayı düşünme ihtimali olan uzman hekimler içinse -boş kalan yan dal kadrolarından da belli olduğu üzere- caydırıcı…


Hekimlerimiz botokslar, saç ekimleri, estetik dokunuşlar gibi günümüzün sık talep gören ve daha iyi kazandıran tıbbi uygulamalarına yönelmekte haklı; ama ülkemizin sağlıklı geleceği adına yan dal uzmanlarına ihtiyacımız var. Onların çalışma şartları yeniden düzenlenmeli, olabildiğince iyileştirilerek cezbedici hale getirilmeli ve sadece maddi değil manevi yönden de hak ettikleri itibar kendilerine teslim edilmeli. Hem de acilen…

Comments


Bana Mesaj Gönderin

© 2024 by Zuleyha Abdulbakioglu

bottom of page