Kadın sağlığı ile ilgili bu ay her yerde pembe kurdeleler görmek, farkındalık çağrıları duymak ve hasta öyküleri dinlemek mümkün. Peki neden koca bir ay boyunca sürüyor bu etkinlikler, neden hem sağlık otoriteleri hem de her türlü medya ve sektörden markanın gündeminde oluyor konu? Çünkü meme kanseri dünyada, kadınlarda en sık görülen kanser türü. Kadın kanserlerinin yaklaşık %25’ini oluşturuyor ve her 8 kadından 1’inde görülebiliyor. Bu gerçekten çok yüksek bir oran… Dünya Sağlık Örgütü’nün 4 Şubat 2021 tarihli duyurusuna göre meme kanseri, tüm yeni tanı konulan kanserler arasında %11,7’ ile ilk sırada bulunuyor.
Ülkemiz özelinde duruma baktığımızda ise yine kadınlar arasında en sık görülen ve aynı zamanda en sık ölüme neden olan kanser türü meme kanseri. Türkiye nüfusunun 84.339.067 olduğu 2020 yılında, yıllık yeni kanser vaka sayısı 233.834 idi. Bu vaka sayısının 101.018’i kadın hastaydı ve bunların %23.9 oranıyla 24.175’i meme kanseri…

Tablo iç açıcı değil, ürkütücü. Ne oluyor da bu kadar artıyor sayılar? Nedir meme kanserinin belli başlı risk faktörleri? Sağlık Bakanlığımızın Halk Sağlık Genel Müdürlüğü’nce açıkladığı bilinen en önemli riskler şöyle:
· Yetersiz fiziksel aktivite, aşırı kilolu olmak, obezite,
· İlk çocuğu 30’tan sonra doğurmak ya da hiç doğum yapmamak,
· Sigara ve alkol kullanımı,
· Ailede ve kişide meme kanseri öyküsü,
· İlk adet ve menopoz yaşı, (Adeti erken görmek, menopoza geç girmek.)
· Kadın cinsiyet ve ileri yaş, (Meme kanseri nadir de olsa erkeklerde de görülür.)
· BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler,
· Göğse radyoterapi almış olmak,
· Bazı iyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi)
Peki ne yapmalıyız? Tabii ki önce “farkında” olmalıyız. İşte bu sebeple Ekim Dünya Meme Kanseri Farkındalık Ayı. Simgesi olan pembe kurdeleyi Ekim boyunca her yerde görmemizin sebebi bunu hatırlamak. Kendimizi ve sevdiklerimizi ihmal etmemeyi, kontrolleri aksatmamayı unutmamak… Meme kanserinin erken dönemde yakalanması, hastalıktan tamamen kurtulabilmek için oldukça önemli. Her ay kendi kendine elle muayene, yılda bir hekim muayenesi bu farkındalık için iyi bir başlangıç. Sonrası zaten kıymetli hekimlerimizin yönlendirmelerinde…
Konuyu kişisel bir hikâyemle tamamlamak isterim. Yıllar evvel büyük bir sağlık grubunda yönetici olarak çalışıyordum. Hastanelerimizde sıkça kullanılan bir el broşürünü çantama atıp anneme getirdim. Evde kendi kendine meme muayenesinin nasıl yapılacağını şekillerle gösteren faydalı bir broşürdü. “Ama ben zaten her yıl düzenli olarak mamografi çekiliyorum kızım, doktoruma her yıl gidiyorum zaten ve yeni kontrol zamanıma daha 6 ay var.” Diyen anneme, o 6 ayı beklemeden broşürdeki yönergeleri takip ederek kendini kontrol edebileceğini anlatmıştım. 1 ay sonra beni aradı ve 2. Kez yapışında eline fındık büyüklüğünde bir kitle geldiğini söyledi. “Geçen ay ilk söylediğinde de yapmıştım ve gelmemişti elime bir şey.” Dedi. Hemen bir Genel Cerrahi Uzmanına randevusunu aldım, muayene sonrası gerekli tahlil tetkikler yapıldı ve “meme kanseri” tanısıyla annemin tedavisine başlandı. Yani zaten yıllık kontrollerini ihmal etmeyen annemin, sadece evde kendi kendine elle muayenesi sayesinde “zaman” konusunda son derece hassas olan meme kanserinin tanısında vakit kaybetmemiş olduk. Tanı konması ve derhal tedaviye başlanmasıyla sonuç başarılı… Aradan 9 yıl geçmiş. Annem şu an sağlıklı. Ve elle muayeneyi hiç bırakmıyor…
Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’nce ulusal standartları belirlenmiş toplum tabanlı meme kanseri tarama programından haberdar olalım, bilmeyenlere anlatalım. Hayat, kendimizin ve sevdiklerimizin sağlığıyla sınanmak için çok kısa…
Comentarios