top of page

Değişime Güzelleme

Yılın son yazısını yazmak için bilgisayarımı açtığımda aklımda hiçbir konu yoktu ama yepyeni bir yıla başlayacak olmanın coşkusu içimdeydi. Hani sıklıkla Ocak’ın ilk günleri tarih atarken el eskiye gider de yanlışlıkla eski yılın tarihi atılır ya, ben köşe yazıma 30 Aralık yazıp şıp diye 2025 iliştirmişim! Konu belli oldu dedim: değişime güzelleme…  


Kişisel gözlemlerime göre söz konusu “değişim”se üç farklı tip insan var: Değişimden korkanlar, değişimle heyecanlananlar ve son olarak, zaten bir tür tutku eksikliğiyle yaşadığı için değişim karşısında da tepkisizliğinden ödün vermeyenler… Üçüncü grup evlerden ırak… İlk gruptakilerin kendileri adına üzülüyorum. Ortadakiler ise en iyi anlaştığım dostlar grubu. Hiç değişimden kaçmak olur mu?


Sanırım psikiyatride de yenilik korkusu üzerine özel olarak çalışmak zorunda kalıyor uzmanlar. Bazen yaşa bağlı, bazen yaştan ve koşullardan bağımsız bir kişilik özelliği olarak insanların önüne koca bir tıkaç gibi sere serpe uzanıyor olmalı o uğursuz korku. Bildiği kötüye bile razı gelmek, bilmediği iyinin peşinden gitmek yerine… Yeter ki “kalmak” olsun, öylece, her zamanki yerinde, her zamanki haliyle… Ne acı!


Kainatetofobi ya da metathesiophobia gibi değişim korkusunu ifade eden terimler okuyorum zaman zaman. Yaygın örneklerine de şunlar verilmiş:


  • Ev taşıma

  • Yeni bir işe başlamak

  • Okul değiştirmek

  • Yeni bir şehre taşınmak

  • Evlenmek 

  • Boşanmak

  • Çocuk sahibi olmak

  • Para yatırmak veya kredi çekmek gibi finansal kararlar almak


Şimdi maddeleri tekrar okuyunca kendime şaştım. Ben de biraz abartmışım galiba! Sahi hepsini yaptım, bazılarını bir kereden fazla. Ama eğer aynı “his” yine buyurursa yine yaparım! Hiçbirinden pişman değilim ve muhtemelen değişim gerekliliğinin kapıya dayandığını hissettiğim an yine yapacağım. Üzerinde günlerce gecelerce falan kara kara düşünmeden, ona buna şuna fikrini sorup sence ne yapmalıyım demeden, alışkanlığın muhteşem hazzından bıçak gibi sıyrılıp bilinmezliğin riskiyle tazelenmekten korkmayacağım. Sonuçları ne olacaksa olacak ama biliyorum ki “süreç” başlı başına iyi gelecek. Başka türlü büyüyemeyiz, öğrenemeyiz, yenilenemeyiz.


Bakmayın –ecek, -acaklı yazdığıma. Ben zaten yeni bir yıla, yeni bir ev, yeni bir iş ve yeni bir çevreyle  giriyorum. Çok sevdiğim şair Pablo Neruda’yı bu aralar fazla mı okudum ne:


 “Ağır ağır ölür alışkanlığının kölesi olanlar,

her gün aynı yoldan yürüyenler,

yürüyüş biçimini hiç değiştirmeyenler…”


Sizin yeni yıl için yeni kararlarınız neler? Koskoca 365 günü tekrar edecek olamazsınız? Ömrümüz boyunca bir daha asla 2025 yılı gelmeyecek. Yarın son. 

Comments


Bana Mesaj Gönderin

© 2024 by Zuleyha Abdulbakioglu

bottom of page